Eğlence - Bilgi
  Mutluluk Şiirleri
 

 

Mutluluk dediğin

mutluluk dediğin bir tanrı
başkalarının gözyaşlarından çalıntı
mutluluk dediğin bir ten
ten ten gidip gelmelerin
mutluluk dediğin bir böcek
çirkin bir böcek kanatlarını açması
mutluluk dediğin bir kader çakışması
tanrıların el çırptığı
mutluluk dediğin biraz alkol biraz beyinsizlik
geçmiş gelecek şimdi geçmiş sonraki şimdi gelecek
mutluluk dediğin sözcük ölümü
mutluluk dediğin anlık
bir hastalık kimsenin üzülmediği
mutluluk dediğin bir salıncak kendi kendine sallandığın
mutluluk dediğin
bir avuç balon ellerimde bir avuç hava
tutabildiğimce mutlu olduğum
mutluluk dediğin
son nefesimdeki hava
alıp ta veremediğim
mutluluk dediğin bir acı çimen
üzerinde ağladığım
mutluluk dediğin bir sıkımlık kar
eriyip te sudan beter olan
mutluluk dediğin bir kelebek açması
birde uçması onca renkle
mutluluk dediğin bir inilti
acıya bulaşmış bir zevk
mutluluk dediğin bir bebek uykusu
bir ninni uzaklardan bir ağıt ölüye
gecede ninni ağıt dostluğu
mutluluk dediğin bir savaş
siperdeki düşmana tüm bedeninle koşmak
bir namlu ucuna bir beden coşkusu
mutluluk dediğin bir soğuk ölüm
kar üzerinde beyaz kan
kar üzerinde yalınayak sevişmeler
mutluluk dediğin bir anlık
bir anlık boşalım
sonrası tanrı ölümü
sonrası tanrı yalnızlığı
mutluluk dediğin bir zor ölüm bir zor kalım
mutluluk dediğin bir güzel yüz
mutluluk dediğin bir gölge uykusu
bir gölge rüyası
mutluluk dediğin bir şarap
ağzında dolandırıpta içmeye kıyamadığın
mutluluk dediğin bir yeni yetme öpüşü
mutluluk dediğin bana en uzak olan hüzün
mutluluk dediğin karanlık koylarda dalga itimi sevişmeler
mutluluk dediğin ellerin
hep parlak ellerin
her şeyi yaratmışcasına ellerin
tanrı ellerin
hüzün dediğin ise bunları yazmak
 
 

Cevdet Doğan

 

 

 


 

 
 

Son bulut pazarı bu

 

 

son bulut pazarı bu
beyaz bulutlar bunlar
beyaz bulutlar gelin
koşun
akşama kalmaz kalsa böyle beyaz kalmaz
son bulut pazarı bu
odana götür tavanda bekler senin
uyumanı
karanlıkta bile beyaz kalır
düşle düşleyebildiğin kadar bulut pazarı bu
kör dilenciler çalmış güneşi
söylemeyiz pazar bitinceye kadar yerini
ekmek parası nede olsa
 

 

 
 
 
 

Cevdet Doğan



 

 
 

Yinede severmiyim

 

sen bir karşı cins değilsin karşım karşım karşısın
gözlerinde teşhir olurum
çiçek göndersem koklasan yüzün orgazmdan beter olsa
ağzını şapırdatsan dudaklarından aksa
çorba
sabah aç karnına öpsem koksa nefesin
yinede severmiyim
birlikte güzel bir
film seyretsek dokunaklı olsa başın omzuma düşse
gölgelerimizi kıskansa cinler develer
bir düş görsem korkuyla uyansam sen hatırlamasan
yinede severmiyim
çocukluğum aklıma gelir
yalnızdım yoktun şimdi nafile zamanı
beni kaç düşündün kaç yanından geçsem kaç gözlerinde bir dilenci anısı olurdum
hem gözlerinde böyle hüzünlü kalmaz
çocuk ister kanepe ister
kırmızı olsun der
ortak bir nokta bulsak
çocuk yapsak
şımarık olsa yaramaz olsa bizi bizden alsa dert edinsek
yinede severmiyim
sonra kendini bırakırsın boyasız çıkarsın rüyalarıma
hayalindeki ben değilim merdiven bulsam uyur kalırım balkon diplerinde
hem önceki
sevgililerine yazık bula bula kör olta balık
önce boynunu verdin yıkıldın bir yığın
sesle
sevişmek zor bana çocuk tohumu bekleyen yüreğine
seni sevmek zor bana
 

 

 
 
 
 

Cevdet Doğan



 

 
 

Hava hep ağırmıydı böyle

 

 
hava hep ağırmıydı böyle
çimenlerin üzerinde bulutlar gelmiş yatıyor
sen yatmışsın bulutlar yatmış yeşil
beyaz olmuş
çimenler yüzünde karıncalanır
güneşi çalmış bir kör dilenci
eteğini doldurmuşsun bulut ile oynar durursun
özgürce yatmışsın çimende
ıslak,
bense bank üzerinde iğreti kalmışım
nerden buldun bu havayı bu ağırlıkta yatmayı
düşlerim gelse yanına uzansa tenin
beyaz beyaz sırıtsa
bu ağır havada sisler girse aramıza
sevişmesek seni bıraksam öylece yapa yalnız
yinede böyle yatarmısın bu tenle bu çimene
 

 

 
 
 
 
 
 
 

Cevdet Doğan



 

 
 
 
 
 
 

Akan nehirde bir ara durup bakmak suya,

 

akan nehirde bir ara durup bakmak suya,
kenarında oturup bir an bakmak sonra ver elini su
asla senin olamadığım su ver elini
ama şimdi
dinleneyim yeni kayalıklara çarpmadan kafamı bulayım biraz
ah birazda sen akmasan bir an olsun dursan sen dursan balıkların dursa
yeşilliğin dursa bu garip ormanda kuşlar uçmayı bıraksa
ben sevmeyi bıraksam dursam baksam kendimce
dursam öylece geçmiş dediğin hatırlamadığım bir şimdi olsa
gece olmuş ay bile bırakmış kendini nehire
dalgalanır durur
uzun saçlarıyla
ben oturmuşum elimde
çocukluktan kalma bir taş
dalga dalga yaparım seni
kızdırmak kim ben kim taş kim
atarım dalga yaparıma maksat ay ışığı taramasın saçlarını
gece kuşları bir garip bu gecede
ötüp ötüp durmazlar
ey akmaktan
usanmayan nehir bir durda sana bir yüz yapayım
kolların olsun bacakların olsun
bir insana benzeteyim senide gör geceni
 

 

 
  Bugün 4 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol